img-book
Kategoriler:

İtiraflar

Yazar: Saint Augustinus

İlkçağ Hıristiyanlığının en büyük düşünürü sayılan Saint-Augustinus (354-430), Yunan felsefesinin Platoncu geleneği ile Hıristiyanlık öğretisini kaynaştırmaya çalışmıştır. Spekülatif ve mistik eğilimlerin ağır bastığı eserlerinde işlediği en temel sorun Tanrı ve mutluluk sorunudur. Katolik öğretiyle ilgili kuşkularından bir türlü arınamayan Augustinus, bir içe bakış anında, hem içkin hem de aşkın “değişmez ışık” olan Tanrı’yı keşfeder. Ve “anlayayım diye inanıyorum” önermesini benimser.
Düşünce -ve dolayısıyla edebiyat- tarihinin 4 büyük itirafından- diğerleri J.J Rousseau, Gazali ve Tolstoy’a ait- birisi olan bu eser, bir filozofun ruh ve düşünce dünyasının bir anatomisini sunmaktadır bizlere. Felsefi ve tanrıbilimsel düşünüş biçiminin yer aldığı, otobiyografik nitelikli bu kitapta okuyucu, Augustinus’un dehasını görecek ve yüreğinin atışlarını içinde hissedecektir.


Satın Alma Noktaları

  

 240,00

Eserin Adı: İtiraflar
Özgün Adı: Les Confessions
Yazar(lar): Saint Augustinus
Çevirmen(ler): Dominik Pamir
Eserin Türü: İtiraflar Serisi
Sayfa Sayısı: 384
Ebat: 13,8 x 21cm.
ISBN : 978-975-6963-62-3
Basım Tarihi: 1. Basım: 1999
13 Kasım 314 -28 Ağustos 430
Batı Kilisesi'nin ilk döneminin başlıca ilâhiyatçısı, M.S. 396-430 yılları arasında Roma Afrikası'nın Hippo piskoposu olan Augustinus İlkçağ Hristiyanlığının en büyük düşünürü sayılır. Yunan felsefesinin Platoncu geleneği ile Hristiyan öğretiyi kaynaştırmaya çalışmıştır. Augustinus'un babası Patricius putperest, annesi Monica ise dinine bağlı bir Hristiyandı. Ondokuz yaşında Kartaca'da öğrenciyken, Çiçero'nun bugün kayıp olan Hortensius adlı denemesinin etkisiyle felsefeye ilgi duymaya başladı. Katolik Kilisesi'nin inançlarını felsefeye uzak bulduğu için Maniciliğe yöneldi. Çapkın bir gençlik döneminden sonra düşük tabakadan bir kadınla ilişki kurmuş olan Augustinus zaaflarına karşı duramadığı için evlenmesine göz yumulan sıradan Manici müritler arasına girebildi. Augustinus'un bu "ışık dini"ne duyduğu ilgi uzun sürmedi. Yirmisekiz yaşında Kartaca'dan ayrılarak Roma'ya, oradan da Milano'ya gitti. Milano piskoposu Ambrosius ile tanıştıktan sonra Katolik öğretiye karşı beslediği önyargılar bir ölçüde sarsıldı. Ama Tanrı'nın varlığı, kötülüğün kaynağı ve niteliği gibi sorunlar, onda hâlâ çözüme kavuşmamıştı.  

“İtiraflar”

Henüz yorum yapılmamış.